30 Aralık 2011 Cuma

Beetle Juice Beetle Juice Beetle Juice 3 kere dedim gelsin.

Çocukken benim için yılbaşı ;cam kenarında karın yağması için dua etmek, annemin yaptığı pastayı gece 12 de yemek için sabırsızlanmak, tombala oynamak ve tv de eğlence programlarını babamın seçtiği kanallarda izlemekti.Yazarken bile geçmişe döndüm bir an için. Keşke şimdi de böyle olsaydı. Artık yılbaşı gürültülü ortamlarda müzik,dans, sigara dumanına boğulmak ve kafayı bulmak mı acaba.? Sanırım büyüdük.Keşke şömineli bi evimiz olsaydı  be karşısında şarabın kırmızılığına sığınırdım..
                                                  Bu benim yılbaşı dileğim.
                                           Buda yılbaşınının geçirilebileceği alternatif bir ortam.


(Şu yazıyı aç açına yazdım aslında ocakbaşında da geçirilebilir bence çok mantıklı oh mis.)

25 Aralık 2011 Pazar

Severim gelmişini geçmişini ayıpsa ayıp

Şimdiki zamanla çekimlediğimiz güzel anları tüketip geçmiş zamanı hiç geri istemedik mi.?Şu ömür elde edemediklerimizi elde etmeye çabalarken ki zaman zarfından ibaretti zaten ama gerçek haz onlara sahip olana kadar ki kısımda gizli bence sonra büyüsü bozuluyor, yoksa doyumsuz olmamız nasıl açıklanabilirdik ki.Ben insanları hep bukalemunlara benzetmişimdir değişkeniz. Bugün cazip görünen birşey yarın hiçte enterasan gelmeyebilir.Bunun ana sebebi hiçbirşeyin sonsuza kadar sürmeyeceği gerçeğidir, duygularımız geçicidir..Kusur abidesiyiz hep daha fazlasını isteriz elde edincede sıkılıp geçmişte sahip olduklarımızı bile geri isteyebiliriz.


İnsanlar giderler durmadan biryerlere giderler giderler ama herşeyi alamazlar.Mesela bir sevgili giderken burnunuzun direğini sızlatan kokusunu alamaz,bir gün bir yerde karşına hep, onun kokusu olarak çıkacaktır.Anıları alamaz, beraber sevdiğiniz filmleri  dinlediğiniz şarkıları..İsimlerini hele hiç alamazlar hafızamızın bir köşesi  hep başkalarının bize bıraktığı izlerle doludur..Bu izler silinemeyeceği için hep geçmişe bir özlem olacaktır içimizde ve bunu zaman zaman tetikleyen şeylerle başa çıkmak zorunda kalacağız.


Demek istediğim şu ki; ne şimdiki zamanda, ne de gelecekte olmak istediğimiz kadar mutlu hiç olamayacağız.Hayallerimizdeki mutluluk hep ulaşmak istediğimiz mutluluk olarak kalıcaktır..


(Bu yazıda bana Massive Attack,Teardrop eşlik etmiştir şarkıların kafa yapıcı etkisine inanırım her daim.)


''Seni unutmam gerektiğini hatırlayamıyorum.'' Memento, (2000)

24 Aralık 2011 Cumartesi

Zindan Adası (Shutter Island)

Ben yazı yazarken müzik dinlemeyi çok seviyorum beni havaya sokuyor ve bu yazıda bana  aşağıda paylaştığım o eşsiz soundtrack eşlik ediyor,yani şu müziğin tınısına bakarmısınız ses sistemimi inletiyor  resmen şahlanıyor.. Bence film kadar soundtrack albümüde alkışa değer.


Martin Scorsese ve Leanardo Di Caprio buluşması kesinlikle tam isabet olmuş. Leanardo hayranlığım bu filmle taçlanmıştır.adam rolün hakkını sonuna kadar vermiş.Zindan Adası,akıl oyunlarıyla bezenmiş detaylara fazlaca önem verilmiş müthiş bir kara film örneğidir. Bakın size bir kaç alıntı;

Acı, vücuda nasıl girer dedektif, biliyor musunuz?
- Nereden yaralandığına mı bağlı?
- Hayır, etle alakası yok. Acıyı beyin kontrol eder. Korkuyu, empatiyi, uykuyu, öfkeyi, açlığı, her şeyi beyin kontrol eder. Peki ya beyni kontrol edebilseydin? Yeniden bir insan yaratırdın. Böylece acı hissetmezdi. Ya da sevgiyi, şefkati.. Hatırası olmadığı için sorgulanamayacak bir insan olurdu.
- Hayır, hiçbir zaman bir insanın tüm hatırası silinemez. Hiçbir zaman.

...
TRAVMA kelimesinin Yunancada YARA kelimesinden geldiğini biliyor muydun?
Peki ya RÜYA kelimesinin Almancada karşılığı nedir?
Travma.
Yaralar canavar yaratabilir.
Ve sen yaralısın !!

...
 Merak ediyorum da...
- Evet?
- Sence hangisi daha kötü olurdu?
Canavar olarak yaşamak mı...
yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?

...
- Tanrı öfkeyi sever. Öfke Ruhumuzda var. Biz böyleyiz. Savaş halindeyiz.
- Peki neden?
- Çünkü Tanrı, onurunu sürdürmek için bize öfke verdi.
- Tanrının bize ahlâki değerler verdiğini sanırdım.
- Ahlâki değer hiç yok aslında. Sadece şu var: Benim öfkem seninkini yenebilir mi? 

                                                          ve işte bana eşlik eden o mükemmel şarkı


Son olarak filmi gece ve tek başınıza izlemenizi tavsiye ediyorum çünkü yanınınzda bulunacak olan herkimse -aa bak işte ben sonunu tahmin ettim bile, zırvalarıyla dikkatinizi dağıtabilir.Sonunda söylediği sözleri yutmak zorunda kalacak ama olsun bence tek başınıza daha mantıklı bir seçim olacaktır.






23 Aralık 2011 Cuma

Pardon ya bakarmısınız, bu filmi izlemişmiydiniz ?

Kitap olsa alır kalemi çizeriz altını satır satır ya bu filmde böyle işte diyalogları mükemmel..Filmin konusunu yazsam mı bilemedim ya acaba izlemeyen varmıdır harbiden.Çok tuhaf soruşturma oyununun sinemaya uyarlamasıdır.Rasim Öztekin ve Ferhan Şensoy başımızın tacıdır oyunculuklarına şapka çıkartırım.Suçsuz yere 6.5 yıl hapis yatan arkadaşların trajı komik hikayesini ve adalet sistemimizin ne denli çarpık olduğunu anlatır.
...
Gardiyan: siz dev yol musunuz?
İbrahim: hayır biz bok yoluna gittik.
...
İbrahim:bana bak muzo.seni şimdi burda boğarım.geri kalan cigaraların hepsini yalnız içmek zorunda kalırım.her cigara yakışımda'rahmetlinin cigarasıydı' der dellenirim.beni böyle filtreli dertlere gark etme.attır bi cigara!



Silah Tüccari-Hugh Laurie

''Kurşun kalbinizin sadece birkaç santim yanından geçmiş.İşte bu kadar şanslısınız.''
''Birkaç santim öteden geçseydi bana isabet etmeyecekti.İşte bu kadar şanssızım.Görüyorsun ya bakış açısına göre değişiyor.''
...


''Aşmak'' dedim yine ''zorlamak değil''.
...


''Demek istediğim kimse kimseyi gerçekten tanıyamaz.Hiç kimseyi ya da hiçbir köpeği.Gerçekten tanıyamaz.''
Ben bu adamın yetenekli olduğundan bi haberdim de, kitap yazdığını yeni öğrendim şahsen.

22 Aralık 2011 Perşembe

Gözlerin ruhumun gıdasıdır.

Sözlü anlatımın dışında gözlü anlatıma inanıyorum ben bir de, bakışlar çok şeydir mesela babam bize bir bakışıyla neler neler yaptırırdı çocukken.Bir yaramazlık saniyesinde son bulurdu .. Konuşulsa milyon kelimenin heba edilebileceği anlarda susup gözlerimin içine öyle bir bakış atsın ki,kelimeler ağzımın içine tıkılsın ve ben sevildiğimi kök hücremde bile hissedeyim. O anda uslu bir çocuk gibi gözlerinin kölesi olayım diyorum sadece bu.
                                       parmaklı anlatım
                                       dumanlı anlatım


(: anlatım biçimleri vol 1 )
Nefret ediyorsan yalvarmazsın.


C.Bukowski

Dizi- Film göndermeleri.

Ağladım ağladın ağladı ağladık ağladınız ağladılar,sayın Mahsun kırmızıgül ün rotası budur. Ne çeşit bir kafaya sahip ki insanların hüzün damarlarına enjekte ettiği kederle doyuma ulaşıyor.15 yaşında bir kızla 70 yaşında bir adamı seviştirince eline geçen şey ne? Acı yı severiz adam eder biliriz itirazımız bu yönde değil. ölçüsünde olmalı gözümüze soka soka anlatılmamalı.Evvel zaman önce arkadaşım bir film tavsiye etmişti Old Boy imdb notu da hayli havalı. ondada ensest bir ilşkiyi soktular biyerimize hiç hoşlanmadım tarzım değil böyle filmler tercih meselesi sonuçta çarpıklık izlemeyi sevmiyorum, sevemeyeceğim de.Tercih meselesi derken bile insanların tercihlerine saygısızlık yaptığımın farkındayım fakat içim el vermiyor o mide bulandırıcı sahneleri çocuk cocuğun izlemesine..


Behzat Ç ve Leyla ile Mecnun dışında bana hitap eden hiçbir şey yok şu tv de.Behzatımında henüz 1 sezon havasını soluyamadım ama asla vazgeçmem o benim hep bir numaram.güzeli kusurlarıyla sevmesini biliyorum,öyle öğrenmiştik şiirlerden..neyse



 Sherlock Holmes u izledim serinin 2. filmi kesinlikle 1. yi katlıcak ölçüde güzeldi.Guy Ritchie adamsın.gidin yani sinemaya gitmek gibi güzel şeyler de var dünyada..sırada Uçurtma Avcısı var benim için ama biliyorum ki 1 hafta önce bitirdiğim kitabı kadar haz ve duygu patlaması yaşamayacağım çünkü herkes bilir filmler asla kitapları kadar başarılı olamaz. yine de merak etmiyor değilim Emir ve Hasanı.


demek istediğim şu; ne güzel filmler var ya cidden izleyin böyle saçma salak dizilerle beyninizi doldurmayın.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Otobüsler içlerinde çokca şey saklar.Cama yapışmış dünden kalma hikayeler vardır.Başımı dayadığımda duyduğum sesler bu lekelerden geliyor.

Sonsuzluk kelimesi lanetlidir vesselam.

Şu yazıyı yazabilmek için önce bir kaç vurucu şarkı açmam gerekti sigara içiyor olsaydım bir de dumanı eşlik ederdi.Neden bitiyor diye düşünüyorum bitti işte kısa ve net  neden bitmesindi asıl mesele? Herkes sonsuza kadar yanımızda kalamaz ki belki hep dar vakitlerde karşılaştık belki bi sevip çıkacaklardı sadece hayatımızdan.Neden sonsuza kadar sürsün ki.Gerçekten içinde korkunç hisler barındıran bir kelime bu, sonsuzluk. Süreklilik arz ediyor aslında sürekli aynı şey olsun istermiydim? Mesela aynı adam beni ölene kadar sevse daha mı mutlu olurdum yoksa o gittikten sonra aşka küsüp biraz acının doruklarında gezip tam da herşey bitti derken hayatıma o mucizevi varlık girse ve ben onunla yeniden hayata bağlansam,pamuk ipliğimi seve seve ellerine emanet etsem daha mı mutlu olurdum bilemiyorum ama süreklilik duygusu  acı verici buna inanıyorum;çünkü içinde en az üç tehlikeli duygu barındırıyor; korku,sıradanlık,alışkanlık.Sadece kaybetme korkusunu düşünün bu duygunun bile ne kadar rahatsız edici olduğunu.

5 Mart 2011 Cumartesi

Sizin aşkınız ne renk? Onlarınki portakal

Orange Love,2007,imdb 6.6

Birbirini cok seven, bir kadin ve erkegin  imtihanidir bu hikaye.iki asigimiz  sevgili olmaktan ote artik ayni evi paylasma arzusu icersinde gazetede ev ilanlarini kurcalarken kizin gozune bir ilan takilir.Ilanda soyle yazmaktadir.'Sadece gercekten asik olanlar basvurabilir'.yasli adamin biri olmek uzere olup herhangi bir mirascisi bulunmadigindan dolayi evini ve parasini birbirini gercekten seven bir cifte armagan etmek istiyordur tabi bu, o kadar basit olmayacaktir bazi kurallari vardir.Armagan edecegi evde ciftin adam olunceye dek yasamasi icap ediyor hemde kapinin onune dahi cikamadan.evden cikmalari durumunda diskalifiye olacaklardir.Yani bu yasli adamcik birbirinden baska hicbiseye ihtiyac duymadan sevebilen iki insani aramaktadir..Neyse kiz sevgilisine evden bahseder, cocuk bunun altinda kesin bi naneler vardir diyerek gecistirir.fakat kadin milletinin dir dirina yenik duserek solugu adamin yaninda alirlar ve bu guzel hikaye tam da bu anda baslar.Izlemek isteyen arkadaslar icin fragmani ve filmin bir kac guzel karesini paylasiyorum.(ps:suan kullandigim pc nin klavyesi turkce olmadigindan boyle dandik yaziyorum sori)







14 Ocak 2011 Cuma


O kadar cok dinlememe ragmen bu kizcagizlarin mezarlikta sanatlarini icra ettiklerini, sanirim 9999. dinleyisimde farketmem de ne kadar detayci bi insan oldugumun bi kaniti olsa gerek.