25 Şubat 2012 Cumartesi

Sherlock Tv series

Iste son gozdem sherlock holmes.Onyargili bir sekilde diziye basladim sebebine gelicek olursak ben aliskanliklarina tutkuyla bagli bir insanim hani kafamda hali hazirda olusmus bir sherlock karakteri varken acaba bu yeni uyarlamasi nasil olur diye dusunmeden edemedim. fakat ne kadar yersiz bir kuruntuymus bu. filmlerinden cok cok daha fazla sevdim.Buram buram zeka kokuyor. detaylar olmasi gerektigi gibi ozenilmis hicbir sey atlanmamis. Hani izlerken suda oyle buda oyle olsa dedirtmeye firsat birakmiyor.Sherlock karakterini canlandiran  beyefendinin de hastasiyizz.
 Cok eglenceli gercekten tavsiye ediyorum zaten imdb si de ortada 9.1 Yabanci dizi severlere duyrulur.

7 Ocak 2012 Cumartesi

Ben X ne güzel filmsin öyle.

Şu filmi etrafımda izlemiş kimselere rastlayamanın üzüntüsü içinde yazıyorum.Tavsiye ederken ise otistik bir gencin.. diye başlarken cümleme kimsenin ilgisini çekmediğini farkedince mi daha fazla üzülüyorum sanırım evet. Yani aşklı meşkli bişilerden bahsediyor olsam dört gözle dinlenirdim dimi. evet şansımı bir de burda deneyeyim: film otistik bir gencin iç dünyasını,bilgisayar oyunundaki kahramanını, platonik aşkını, arkadaş çevresini okuldaki mücadelesini bize sıradanlıktan uzak bir şekilde hatta ters köşe yapacak şekilde izah etmiş enfes bir filmdir. Mesaj kaygısı barındırıyor ama gözümüze batırmadan hani tarzına resmen bayıldım içimin acıdığı anlar oldu ama duygu sömürüsü haline getirilmeden başarmışlar. Benden tam puan almıştır.Avrupa sinemasına bir çentik daha.. imdb:7.5
                                              soundtrack ı bana bu yazıda eşlik etmiştir buyrun;


               Şu sahne var yaa lanet olsun bak hatırladım yine çok sinirlendim.


30 Aralık 2011 Cuma

Beetle Juice Beetle Juice Beetle Juice 3 kere dedim gelsin.

Çocukken benim için yılbaşı ;cam kenarında karın yağması için dua etmek, annemin yaptığı pastayı gece 12 de yemek için sabırsızlanmak, tombala oynamak ve tv de eğlence programlarını babamın seçtiği kanallarda izlemekti.Yazarken bile geçmişe döndüm bir an için. Keşke şimdi de böyle olsaydı. Artık yılbaşı gürültülü ortamlarda müzik,dans, sigara dumanına boğulmak ve kafayı bulmak mı acaba.? Sanırım büyüdük.Keşke şömineli bi evimiz olsaydı  be karşısında şarabın kırmızılığına sığınırdım..
                                                  Bu benim yılbaşı dileğim.
                                           Buda yılbaşınının geçirilebileceği alternatif bir ortam.


(Şu yazıyı aç açına yazdım aslında ocakbaşında da geçirilebilir bence çok mantıklı oh mis.)

25 Aralık 2011 Pazar

Severim gelmişini geçmişini ayıpsa ayıp

Şimdiki zamanla çekimlediğimiz güzel anları tüketip geçmiş zamanı hiç geri istemedik mi.?Şu ömür elde edemediklerimizi elde etmeye çabalarken ki zaman zarfından ibaretti zaten ama gerçek haz onlara sahip olana kadar ki kısımda gizli bence sonra büyüsü bozuluyor, yoksa doyumsuz olmamız nasıl açıklanabilirdik ki.Ben insanları hep bukalemunlara benzetmişimdir değişkeniz. Bugün cazip görünen birşey yarın hiçte enterasan gelmeyebilir.Bunun ana sebebi hiçbirşeyin sonsuza kadar sürmeyeceği gerçeğidir, duygularımız geçicidir..Kusur abidesiyiz hep daha fazlasını isteriz elde edincede sıkılıp geçmişte sahip olduklarımızı bile geri isteyebiliriz.


İnsanlar giderler durmadan biryerlere giderler giderler ama herşeyi alamazlar.Mesela bir sevgili giderken burnunuzun direğini sızlatan kokusunu alamaz,bir gün bir yerde karşına hep, onun kokusu olarak çıkacaktır.Anıları alamaz, beraber sevdiğiniz filmleri  dinlediğiniz şarkıları..İsimlerini hele hiç alamazlar hafızamızın bir köşesi  hep başkalarının bize bıraktığı izlerle doludur..Bu izler silinemeyeceği için hep geçmişe bir özlem olacaktır içimizde ve bunu zaman zaman tetikleyen şeylerle başa çıkmak zorunda kalacağız.


Demek istediğim şu ki; ne şimdiki zamanda, ne de gelecekte olmak istediğimiz kadar mutlu hiç olamayacağız.Hayallerimizdeki mutluluk hep ulaşmak istediğimiz mutluluk olarak kalıcaktır..


(Bu yazıda bana Massive Attack,Teardrop eşlik etmiştir şarkıların kafa yapıcı etkisine inanırım her daim.)


''Seni unutmam gerektiğini hatırlayamıyorum.'' Memento, (2000)

24 Aralık 2011 Cumartesi

Zindan Adası (Shutter Island)

Ben yazı yazarken müzik dinlemeyi çok seviyorum beni havaya sokuyor ve bu yazıda bana  aşağıda paylaştığım o eşsiz soundtrack eşlik ediyor,yani şu müziğin tınısına bakarmısınız ses sistemimi inletiyor  resmen şahlanıyor.. Bence film kadar soundtrack albümüde alkışa değer.


Martin Scorsese ve Leanardo Di Caprio buluşması kesinlikle tam isabet olmuş. Leanardo hayranlığım bu filmle taçlanmıştır.adam rolün hakkını sonuna kadar vermiş.Zindan Adası,akıl oyunlarıyla bezenmiş detaylara fazlaca önem verilmiş müthiş bir kara film örneğidir. Bakın size bir kaç alıntı;

Acı, vücuda nasıl girer dedektif, biliyor musunuz?
- Nereden yaralandığına mı bağlı?
- Hayır, etle alakası yok. Acıyı beyin kontrol eder. Korkuyu, empatiyi, uykuyu, öfkeyi, açlığı, her şeyi beyin kontrol eder. Peki ya beyni kontrol edebilseydin? Yeniden bir insan yaratırdın. Böylece acı hissetmezdi. Ya da sevgiyi, şefkati.. Hatırası olmadığı için sorgulanamayacak bir insan olurdu.
- Hayır, hiçbir zaman bir insanın tüm hatırası silinemez. Hiçbir zaman.

...
TRAVMA kelimesinin Yunancada YARA kelimesinden geldiğini biliyor muydun?
Peki ya RÜYA kelimesinin Almancada karşılığı nedir?
Travma.
Yaralar canavar yaratabilir.
Ve sen yaralısın !!

...
 Merak ediyorum da...
- Evet?
- Sence hangisi daha kötü olurdu?
Canavar olarak yaşamak mı...
yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?

...
- Tanrı öfkeyi sever. Öfke Ruhumuzda var. Biz böyleyiz. Savaş halindeyiz.
- Peki neden?
- Çünkü Tanrı, onurunu sürdürmek için bize öfke verdi.
- Tanrının bize ahlâki değerler verdiğini sanırdım.
- Ahlâki değer hiç yok aslında. Sadece şu var: Benim öfkem seninkini yenebilir mi? 

                                                          ve işte bana eşlik eden o mükemmel şarkı


Son olarak filmi gece ve tek başınıza izlemenizi tavsiye ediyorum çünkü yanınınzda bulunacak olan herkimse -aa bak işte ben sonunu tahmin ettim bile, zırvalarıyla dikkatinizi dağıtabilir.Sonunda söylediği sözleri yutmak zorunda kalacak ama olsun bence tek başınıza daha mantıklı bir seçim olacaktır.






23 Aralık 2011 Cuma

Pardon ya bakarmısınız, bu filmi izlemişmiydiniz ?

Kitap olsa alır kalemi çizeriz altını satır satır ya bu filmde böyle işte diyalogları mükemmel..Filmin konusunu yazsam mı bilemedim ya acaba izlemeyen varmıdır harbiden.Çok tuhaf soruşturma oyununun sinemaya uyarlamasıdır.Rasim Öztekin ve Ferhan Şensoy başımızın tacıdır oyunculuklarına şapka çıkartırım.Suçsuz yere 6.5 yıl hapis yatan arkadaşların trajı komik hikayesini ve adalet sistemimizin ne denli çarpık olduğunu anlatır.
...
Gardiyan: siz dev yol musunuz?
İbrahim: hayır biz bok yoluna gittik.
...
İbrahim:bana bak muzo.seni şimdi burda boğarım.geri kalan cigaraların hepsini yalnız içmek zorunda kalırım.her cigara yakışımda'rahmetlinin cigarasıydı' der dellenirim.beni böyle filtreli dertlere gark etme.attır bi cigara!



Silah Tüccari-Hugh Laurie

''Kurşun kalbinizin sadece birkaç santim yanından geçmiş.İşte bu kadar şanslısınız.''
''Birkaç santim öteden geçseydi bana isabet etmeyecekti.İşte bu kadar şanssızım.Görüyorsun ya bakış açısına göre değişiyor.''
...


''Aşmak'' dedim yine ''zorlamak değil''.
...


''Demek istediğim kimse kimseyi gerçekten tanıyamaz.Hiç kimseyi ya da hiçbir köpeği.Gerçekten tanıyamaz.''
Ben bu adamın yetenekli olduğundan bi haberdim de, kitap yazdığını yeni öğrendim şahsen.

22 Aralık 2011 Perşembe

Gözlerin ruhumun gıdasıdır.

Sözlü anlatımın dışında gözlü anlatıma inanıyorum ben bir de, bakışlar çok şeydir mesela babam bize bir bakışıyla neler neler yaptırırdı çocukken.Bir yaramazlık saniyesinde son bulurdu .. Konuşulsa milyon kelimenin heba edilebileceği anlarda susup gözlerimin içine öyle bir bakış atsın ki,kelimeler ağzımın içine tıkılsın ve ben sevildiğimi kök hücremde bile hissedeyim. O anda uslu bir çocuk gibi gözlerinin kölesi olayım diyorum sadece bu.
                                       parmaklı anlatım
                                       dumanlı anlatım


(: anlatım biçimleri vol 1 )